Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Bilinçli İsteyenler

İstediklerimizin anlamı ve kalbimizden bilinçli çıkmaları çok önemlidir. Bilinç ve anlam isteklerimizin etkinliğini sağlayan iki vazgeçilmez unsurdur.

Ne istediğimizi bilmiyorsak; dilimiz isterken, zihnimiz başka konularla meşgulse; ya da kalbimiz aklımızın istediğiyle ilgilenmiyorsa, bilinçsiz istiyoruzdur. Bazen de anlamlarını öğrenmediğimiz isteyişleri ezberden okurken, zihinlerimizi ilgisiz konularla meşgul ediyoruz. Dilimizden çıkan başka, zihnimizden geçen başka oluyor.

Bir tezgâhtar sağlık isteğinde bulunduğu anda, zihni ve kalbi az önce işyerine giren müşterisiyle meşguldür. Ya da bir öğrencinin dili güzel konuşma becerisi isterken, kalbi yarın gireceği sınavla ilgilenmektedir. Bilinçsiz istekler yeterince etkili değildir ve çelişkilere yol açarak, zarar verebilir.

İstediklerimiz başka, yaşadıklarımız başka ise, sebebi çoğu zaman biziz: Muhtemelen, dilimizin ve bedenimizin bir robot gibi istedikleri başka, kalbimizden ve gönlümüzden geçirdiklerimiz başkadır.

Ellerini açmış "gönül huzuru dileyen" bayan, kalbinden akşam izleyeceği pembe diziyi hayal ediyor. Ailesini refaha kavuşturmayı dileyen adam, zenginleşirse ilk fırsatta yaşayacağı zevk ve sefayı zihninden geçiriyor. Böyle yaşayanlar, eğer dileklerini elde ederlerse, onlarla ne yapacaklarını düşünüyorlar? Biz ikiyüzlü isteyebiliriz; ama, hayatımızı yaratan Kudret, tüm açık ve gizli niyetlerimizi iyi biliyor.

İnsan isteğine odaklanmazsa, isteğini önemsemediğini gösterecektir. Önemsediğimiz olgu, dilimiz konuşurken kalbimizin hissettiğidir. Kalbimizde nefreti yaşarken dilimizden övgüler yağdırmak, bizi takdirci yapmaz. Bizler eylemlerimizin ardına gizlediğimiz niyetlerimizin karşılıklarını göreceğiz. \ Asıl yaptıklarımız, kast ettiklerimizdir. Kast ettiklerimiz, \ dilimizden söylediklerimize kalbimizden eşlik ederler.

ı Yaratıcıdan istiyoruz; fakat onun verdiği cevabı hissetmeye çalışmıyoruz. Dilimiz Ona soruyor; ama, kalbimiz başka şeylerle oynaşıyor. Bu tutum, İlâhî izzeti rencide eder ve bu yüzden, hiç istememek gibi, üzücüdür.

Anlam, ruhun temelini oluşturur. Her çiçeğin bir anlamı, yani bir ruhsal değeri vardır. Tüm ruhlar, birer anlamdan yaratılmıştır. Yaratıcı, kalbinizden çıkan her içten anlamı, yeni bir ruh olarak sonsuzlaştırır.

İsteklerinizin anlamını içten hissettiğiniz sürece, ruhunuzdan ışıklar akıtılacak ve ruhanîler yaratılacaktır. Anlamını bilmeyip hissetmediğinizde, dilinizden çıkacak olan ya Çince gibi, anlamsız maddî sesler ya da cisimsel titreşimler olacaktır. İnsan, duasının anlamını öğrenip düşünmeyecekse, yaptığının cansız toprağın duasından ne üstün yanı kalır?

İnsan ihtiyacını bilemeden, sadece hâl diliyle ve bilinçsizce isteyecek kadar dar bir bilinçle yaratılmamıştır. İnsanlara bilinç verilmiştir. Tâ ki insanlar üstünlüklerini göstersinler. Tâ ki kavrayışları heyecanlı tefekkürlerine dayansın. Tâ ki, ne denli harika bir evrende, ne denli sınırsız bir Sanatkârın eseri olduklarını idrak etsinler.

Evrendeki bir grup madde parçacıkları yerlerinde titreşirler. Bıraksanız boşlukta yok olup gideceklerdir. Diğer grup parçacıklara ise modern bilim "haberci" adını takıyor. Haberci zerreler, evrenin köşelerine birbirini çekmeyi, itmeyi, ısıtmayı, soğutmayı, titreşmeyi ve benzeri pek çok mesajı iletmektedir. Benzeri bir haberleşme de ruhanî evrende yaşanıyor. İnsanın duyguları, düşünceleri ve istekleri de anlam formunda ruhsal evrende akıp gidiyor.

Güneş ışığının iki türlü aktığını biliyorsunuz: Birisi bir heykeltıraşın elinden geçmemiş, doğrudan gelen veya aynalardan yansıyan tek anlamlı Güneş ışığıdır. Diğer ışık ise çiçeklerde, dağlarda ve vadilerde yansıyarak, milyonlarca farklı anlama dönüşür; farklı mesajları taşır.

Bizim ruhumuzdan yansıyan ışıkta da aynı iki özelliği okuyabiliriz. Anlamını düşünmediğimiz isteklerimize ruhumuzun katkısı tek boyutludur. Ama insan, aklını ve kalbini kullanarak, isteklerini dokuyabilir. Kalbinden en güzel çiçeklerin, en sevimli vadilerin anlamlarını ruhanî kimlikler hâlinde çıkaracak bilince ve içtenliğe sahip olabilir.

Dahası, isteklerimizin anlamını bilmemiz, o isteklerin kabul | yollarından bazılarını da açan en önemli anahtardır. İsteklerimiz ; beynimize nakşediliyor. Ne istediğimizi bilmiyorsak beynimize neyin nakşedilmesini bekliyoruz? İsteklerimiz kalbimize sevdiriliyor. Ne istediğimizi hissetmiyorsak, bize neyin sevdirilmesini umuyoruz?

Anlam, en önemli tefekkür malzemesidir. Dualarımızdan doğan anlamlar, zekâmızı geliştiriyor. Anlamlan bilmiyorsak ya | da düşünmüyorsak, zekâmızın nasıl gelişmesini umuyoruz?

İnsan bir isteğini gerçekten önemsiyorsa, onu dile getirirken başka konulara kayarak zihnini dağıtmaz. İlim isterken, seyredeceği filmleri hayal etmez. Tanıştığımız birisine adını sorarız; ama, adını söylerken başka konuyla ilgilenir miyiz? Sorularını önemseyenler, verildiği anda sadece cevabı dinleyebilirler.

Dr.Muhammed Bozdağ


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com