Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Sorumluluklarını İhmal Edenler

Yaşayacağımız sorunların pek çoğu sorumluluklarımızı ihmal etmemizin bedelidir. Görevlerimizi ihmal ettiğimizde isteklerimiz reddedilecektir.

Dünya olağanüstü bir projedir ve bu projenin iyi işleyebilmesi için, içerisindeki canlıların kendilerine yüklenen görev ve sorumlulukları aksatmadan yerine getirmeleri gerekir. Yılan farelerin sayısını dengelemeyi, sinekler ölü mikropları yiyip tüketmeyi terk edemez. Kutupları şenlendiren penguenler, yumurtalarını ayaklarının üstüne alıp sıcak tutmayı ihmal edemez.

Bizler evrenin en aziz canlılarıyız ve bizim hayvanlara göre çok daha yüksek ve şerefli görevlerimiz var. Biz yünü kırkılan koyun, eti yenen tavuk ya da sütü içilen inek değiliz. Dünyayı güzelleştiren nakışlara hayranlıkla tanıklık eden varlıklarız. Biz istemekle, çalışmakla, yardımlaşmakla ve Evrenin Sahibini tanımakla görevlendirilen insanlarız.

Dua ve isteklerimiz arasında bazıları vardır ki acılar ve zorluklar hâlinde başımıza üşüşmüş sorunlarla ilgilidir. Birden sorunların ortasında buluveririz kendimizi; eziliriz, üzülürüz, yıkılırız. Aslında yaşadıklarımız bize vurulan eğitici tokatlardan ibarettir. 0 tokatların amacı, bize görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmaktır.

Çocuğunun gösterdiği hırçınlıktan bunalan bir anne çocuğunun hırçınlığının geçmesi için dua ediyor. Dua eden anne, aynı zamanda hırçınlık karakterinin çocuğa niçin verildiğini de düşünmelidir. Genellikle çocuklarının zihinsel ve duygusal gelişimlerine yeterli zaman ayıramayanlar böyle sorunlarla yüzleşiyorlar.

Bir aile geçim sıkıntısına düşmüş; baba, alınterinin tam karşılığını alamıyor. Belki de yıllardır her sabah Güneşten önce uyanmamış ve erkenden çalışmaya başlamamıştı. Belki de elindekiler için her gün teşekkür etmeyi ihmal etmişti.

Bir öğrencinin bursu kesiliyor. Acaba o burs vesilesiyle Yaratıcısına kaç kez teşekkür etmişti? Birisinin evine hırsız giriyor; diğeri arabasıyla kaza yapıyor. Acaba kazançları üzerindeki fakirlerin hakkını en son ne zaman ödemislerdi?

Hepimizin hayatta çok önemli sorumluluklarımız var. Hayatımız ilerledikçe rolümüz değişir; yeni görev ve sorumluluklar üstleniriz. Kimi sorumluluklarımız geneldir ve hayatımızın sonuna kadar üzerimizde borçtur. Görevlerimizi yerine getirmediğimizde, doğanın çarklarını bozarız. Başkalarının sorumsuzluğu, bizim de sorumsuzluğu tercih etmemizin nedeni olamaz. Herkes kendi sorumsuzluğunun bedelini ödeyecektir. Üstelik başkasının sorumsuz olduğu yerde herkesin sorumluluğu artar. .

Örneğin, çevremize duyarlı olmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bir sinek bile, mikropları yedikten sonra, sağa sola bulaştırmamak için dakikalarca temizleniyor. Oysa, sorumsuz insan içtiği sigaranın izmaritlerini sokağa savuruyor; pet şişelerini, çikolata ambalajlarını yerlere atıyor.

Yaşadığımız sorunların bazıları bizi eğitmek, insanlaştırmak ve yüceltmek içindir. Bunu algıladığımız yerde bize zorluklardan sabır içerisinde kurtulma dileği ve çırpınışı düşecektir. Yaratıcı şöyle der: "İnsanın başına sıkıntı gelince Bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimiz zaman 'bu bana bilgimden dolayı verilmiştir' der. Hayır, o bir imtihandır; fakat çokları bilmezler." 76

Bazı acılarımız da, ihmallerimiz nedeniyle gönderilen İlâhî uyanlardır. Tembel olduğumuz için, huzurumuzu kaçırmak istemediğimiz için ya da masraf yapmamak için sorumluluktan kaçarız. Bunun üzerine, öyle sorunlar üzerimize saldırır ki, bizi sabahlara kadar çalıştırır, ruhumuzda huzur bırakmaz, kıyamadığımız paracıklanmızı deste deste harcayıveririz.

Ev taşıyan bir aile, çocuklarını bir günlüğüne arkadaşlarına emanet etmek istedi. Arkadaşları ise çocukların gürültüsüyle uğraşmaktansa, kafalarını dinlemeyi tercih ettiler. O gün çok yoğun olacaklarını ve temizlik yapacaklarını söylediler. Zanlannca, uzanıp televizyon izleyeceklerdi. Sabah alışverişe çıktıklarında, evlerinde kalorifer peteği patladı. Geri döndüklerinde tüm odalarını su basmıştı. Akşama kadar gerçekten de çok yoğun çalışmak zorunda kaldılar.

Hasan Yılmaz'dan yaşadığı ilginç bir olayı dinledim: Bayram yaklaştığında, anne babasını ziyaret için memlekete gitmeyi düşündüler. Hasan Bey, içinden geçen bazı gerekçelerin etkisinde kalarak, bu kez bayramlaşmaya gitmeyi gereksiz görüverdi. Belki de bu kez kendi evinin bahçelerinde gezinecek, stres atacaktı. Bayramdan önceki gün diz kapaklarında çıkan beklenmedik rahatsızlık nedeniyle hemen hastahaneye yattı ve birkaç gün sonra da dizlerinden ameliyat oldu. Gitmek istemediği yere gidebilme imkânından mahrum bırakılmıştı. İyi şeyleri yapmak istemezseniz, onları yapabilme şansınız çoğu zaman elinizden alınır.

Bir dizi sorumluluğu omuzlamış durumdayız: Başkalarına zarar veremeyiz. Bakmakla yükümlü olduklarımızı terk edemeyiz. Eğitmemiz gerekenleri ihmal edemeyiz. Borçlarımızı geciktiremeyiz. Komşularımızın aç olduğunu bildiğimiz yerde, tok uyuyamayız.

Bir baba ailesinin geçimini sağlamak üzere gurbete gitmişti. İçine girdiği dünyanın cazibesine kapılmış; köyünde yardımına muhtaç çocuklarını unutuvermişti. Çok geçmeden bir motosiklet kazasında uçuruma yuvarlandı.

Kimileri, "Hayatta doyasıya eğleneceksin; ot olmayacaksın." diyor. Böylelikle, uyuşturucuya veya alkole kurban gidiyorlar. Vicdanlarını ömür boyu hançerleyecek ilişkilere giriyorlar. Sonunda ya intihar ediyorlar veya birbirlerini öldürüyorlar.

Muhtaç annesinin ihtiyaçlarını ihmal eden çocuğun geleceği karartılır. Kendilerine verilen beyin ve hafıza yete neği nedeniyle şükretmeyenler, bir gün öğrenememe sorunuyla yüzleşecekler. Çocuklarına iyi birer eğitim ve kişilik kazandırma çabasını ihmal eden anne babalar, çocukları nedeniyle zor günler yaşayacaklardır.

Bize verilen bir selâmı almamız bir sorumluluktur; gönderilen mektubu cevaplandırmamız bir görevdir. Yakınlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım etmemiz, sorumluluklarımız arasında yer alır. Kazandıklarımızın makul bir miktarını muhtaçlarla paylaşmaktan kaçamayız. Bildiklerimizi öğretmek için fırsat kollamak zorundayız. Yaratıcımız ruhumuzdan söz almıştır: Bize bir yetenek verilmişse, onun gerektirdiği eserleri üretmeye zaman ayırmak görevimizdir.

Herkesin ruhu, kazandığı yeteneğin gereğini yerine getirmeye söz vermiştir.

Bize yapılan bir iyiliğe teşekkür etmek, başkalarına yapılan iyilikleri kalbimizle desteklemek, iyilik yolunda çırpınanları en azından dualarımızla desteklemek, sorumluluğumuzdur. Yaratıcının bize sunduğu her değere her fırsatta teşekkür ederek insanlaşırız.

Şu uyanlara dikkat edelim : "Mallarınızı zekâtla emniyet altına alınız. Sadaka vermekle hastalarınızı tedavi ediniz." "Yalan, rızkı azaltır."78 "Anne babasına yaptığı iyilik sebebiyle Allah kişinin ömrünü uzatır." Gördüğünüz gibi, sorumluluklarını yerine getirenler kazanıyorlar; kaçanlarsa kaybediyorlar. Dünyanın ve sonsuzluğun sarayları, görevlerine koşanlara tahsis edilmiştir.

İnsan, sorumluluklarını ihmal etmenin bedelini psikolojik ve sosyal dengesini yitirerek öder. Çoğunluk sorumluluklarını ihmal ettiklerinde dünya yaşanamaz olur. Tarih, sorumsuz kavimlerin yaşadıkları yıkılışlardan oluşan bölgesel kıyametlerle doludur.

77 Câmiü's-Sağîr, Hadis no: 3728
78 A.g.e., Hadis no: 3137
79 A.g.e., Hadis no: 1910

Dr.Muhammed Bozdağ


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com