Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Doğa Yasalarına Uymayanlar

İsteklerimiz ve onlara ulaşma yolumuza ilişkin tasarımlarımız, doğa yasalarına uygun olmalıdır. Doğal engelleri aşmaya çalışmak, zaman kaybetmektir.

Doğa yasaları (ya da İlâhî yasalar) Yaratıcının isteyişlerimizi olağan karşılama biçimidir. Yaratıcı, doğaüstü olayları istisna tutarsak, isteklerimizi doğal sebepler aracılığıyla yaratacaktır. Hayatları mucizelerle kuşatılmış peygamberler bile, genellikle yasaların sınırları içerisinde yaşayarak bizlere örnek olmuşlardır.

Doğal engellerle çatışmak, vücudumuzu değiştirmeye çalışmak gibi gereksiz bir çabadır. Doğal engeller bizim için çizilmiş yol haritalarıdır. Biz doğal özelliklerimizi değiştirerek değil; o doğal özelliklerle uyum sağlayarak ilerleyebilirsek, çok daha başarılı oluruz.

Bazen rüyamız yoluyla sürükleneceğiz; bazen uyanık bilincimize müdahale edilecek; bazen mucize gibi olaylar yaşanacak. Ancak, genel kural hayatın doğa yasalarına bağlı tutulmasıdır.

Okuyucularımızdan Emel Beydoğan, aldığı bir ruhsal desteği şöyle anlatıyor: "Yıllar önce önemli bir sınav öncesinde çok rahatsızlanmıştım. Sınavda başarısız olursam, bir üst sınıfa geçemeyecektim. Sınav sorularını o gece rüyamda görmüştüm ve sınavda da başarılı olmuştum."

İlâhî yasalara göre, Emel Beydoğan'ın sınavda başarılı olmasının tek yolu ders çalışmasından geçmektedir. Başarmak istiyorsa, sistemli şekilde ders çalışmalıdır. Nitekim çalışmayı çok istemiş; ama, ağır hastalığı çalışmasına engel olunca, Kaderin Sahibi onu doğaüstü bir yolla desteklemiştir.

Bize düşen, sınavı kazanmak için çalışabilmeyi başarmaya dua etmektir. Soruların kalbimize ilham edilmesini istersek, doğa yasalarına aykırı hareket ederiz; büyük ihtimalle de kaybederiz. Zaten Emel Beydoğan da, çalışma yoluyla başarmayı çok istemişti. Hayatına giren hastalık çalışmasına izin vermeyince, bu kez ummadığı bir yolla hedefine ulaştırılmıştı.

İsteklerimizi doğru yapılandırdığımız hâlde ummadığımız bir engel bizi durdurursa, Yaratıcının bizi oradan hangi mucize yolla çıkaracağı bizi ilgilendirmemelidir.

Dolayısıyla, birisi konuşma engelli ise, hitabet yerine başka bir sanata yönelmesi daha uygundur. Erkeğin veya kadının doğal sınırlarının farklılıklarına göre, hedeflerinde de küçük farklılıklar olabilir. Herkes, kendisine verilen kimliğe uygun bir başarıyı üretebilecek konumdadır.

Doğa yasaları eliyle çevremizi saran engelleri, Kaderin Sahibinin yönlendirmeleri olarak görebiliriz. Yaratıcımız bir yolda yürümeyi bize zorlaştırarak diğer yolda yürümemizi kolaylaştırmaktadır. Belki de böylece yönümüzü değiştirmemizi istemektedir. Yürüyen karınca, önüne çıkan aşılmaz engelle boğuşmak yerine yanından geçerek hedefine ilerler.

Doğa yasalarının boyutlarından birisi doğal nedenselliklerdir.

Okulda başarı, ders çalışmaktan geçer. Çocuk sahibi olmak evlenmekten geçer. Zeki olmak beyni aktif tutmaktan geçer. Zenginlik iktisatlı yaşantıdan geçer. Saygı görmek, saygı duymaktan geçer. Bu durumda, biz de nihaî bir isteğin peşinden koşarken, onun altındaki isteklerin de evrensel sistemin işleyişine uygunluğunu sağlayacağız.

Diğer yandan, gerekli fedakârlığı göstermeksizin hemen şimdi veya yarın başarıya ulaşmayı istemek de, İlâhî yasalara aykırıdır. Hiçbir ağaç, ekildiğinin ertesi günü meyve vermez. Gerekli zaman evrelerini ve gelişme sürelerini yaşamadan anîden başarının zirvesine sıçramak, İlâhî yasalara aykırıdır. Balondan başka hiçbir şey, bir anda büyüyemez. Balon gibi dayanıksız olduktan sonra, büyük olmuşuz ne çıkar!

Büyümenin evreleri ve süresi vardır. Dolayısıyla istek lerimizi belirledikten sonra, onları zamanın akışına teslim edeceğiz. Umduğumuz meyvelere ulaşacağımız gün yaratılacaktır; belki bu dünyada, belki sonsuz hayatımızda... Biz eğer dikilmiş bir ağaç isek, meyve vereceğimiz güne kadar gelişmeye devam etmeye çabalayacağız.

Genç bir okuyucumuz, Düşün ve Başar kitabımızı okumuş; duyduğu heyecanın etkisiyle, altı ay sonra gireceği üniversite sınavının birincisi olmayı hedeflemişti.

Geçmişini inceledim. Öğrenci daha önceki yıllar boyunca üniversite sınavını ciddiye almamış; sağlam bir alt yapı geliştirmemişti. Orta basamakları göz ardı eden aceleciler, kısa süre sonra hayal kırıklığı yaşıyorlar ve vazgeçiyorlar.

Bu arada, anlatımımızdan yanlış bir anlam da çıkarmayalım: Kendi kendimize koyduğumuz "değişebilir sınırları" da doğa yasalarından sanmamalıyız. Gözlerimiz görmüyorsa, bu doğal bir sınırdır. Ancak, konuşmaktan utanıyorsak, öğrenemiyorsak, çok uyuyorsak, kötü alışkanlıklardan kurtulamıyorsak, bunlar bizim ! koyduğumuz sınırlardır.-

Bizim kendimize koyduğumuz sınırlar zihinseldirler. Deneyimlerimize ve alışkanlıklarımıza dayanırlar. Bu tür sınırlarımızı "öğrenilmiş çaresizlikler" olarak tanımlayabiliriz.

Yüksek atlama rekortmeni pirelerin bir deneyde kendilerini nasıl sınırlandırdıklarını bilirsiniz. İçine konuldukları kapalı kavanozdan çıkabilmek için defalarca sıçradılar ve her defasında kavanozun kapağına çarparak acı çektiler. Zamanla, kapağa çarp-maksızın sıçrayabilmeyi öğrenip alışkanlığa dönüştürdüler. Sonra kavanozun kapağı kaldırıldı. Pireler, bir kere, sınırlı sıçramaya alışmıştı ve artık kapak hizasının üzerine sıçrayarak, kavanozdan çıkamıyordu.

Şu hâlde, şartlar ne olursa olsun, istemeye devam ederek, kendimize koyduğumuz sınırlarımızı kaldırabilirız; yok edebiliriz.

Bir hususu daha vurgulamalıyız: Beşerî yasalar (devlet yasaları), toplumsal düzenin ve adaletin korunması içindir. Ancak kimi zaman bu yasalar adaletsiz işlerler ve özellikle hedefleri büyük veya farklı olanlar, bu yasalar tarafından engellenir. Eğer engeliniz bu türdense, yine endişelenmemelisiniz. Zira beşerî yasalar da, sağlam bir mücadeleciyle yüzleştiklerinde değişebilir.

Eğer vicdanınızın doğru bulduğu bir hedefe içtenlikle inanıyorsanız, beşerî yasalar istemeye devam etmekten sizi vazgeçirmemelidir. Ben üniversite sınavında kazandığım bölümü, kaymakam olabilmek için son anda tercih etmiştim. Ancak bölüme kaydolduktan bir yıl sonra, bölümümün mezunlarının kaymakamlık sınavına giremeyeceklerini öğrendiğimde, şok yaşamıştım. Buna rağmen, kaymakamlık sınavına girebilmek için dua etmeyi bırakmadım.

Nihayet mezun olduğum yıl, benim bölümüme de kaymakamlık sınavına girebilme hakkı verilmişti. Ancak bu kez ben kaymakamlık hedefinden vazgeçmiştim. Pek çok yasa değişikliği, yıllarca sürdürdüğüm dualarımın önünü açmıştır.

Kimileri hedeflerine öylesine adanıyor ki, sonunda yollarını kesen yasaları kendileri değiştiriyor. Türkiye'de mücadelelerini yasa çıkarılmasına değin sürdüren insanlar tanıdım.

Şu hâlde, neyin gerçek bir yasal sınır olduğunu bilecek kadar akıllıyız. Çaresi olmayan, değiştiremeyeceğimiz şey hakkında î üzüntüye kapılmak hiç akıllıca değildir. "Neden gözlerim siyah?" ! deyip acı çekmek, enerji kaybetmektir.

Diğer yandan, değiştirebileceğimiz şey hakkında çaresiz lığı tercih edip hareketsiz kalmak da akıllıca değildir. İsteklerimizin hayatımızda devrimsel değişimlere dönüşmesini istiyorsak, onları bu kriter çerçevesinde yapılandırmalıyız.

Dr.Muhammed Bozdağ

bilgilendirdiğiniz için saolun

şimdi ben seni biraz daha bilgilendireyim iyi dinle bir bilgenin sözüdür yani ben: doğa yasalarına göre hayvan gibi yaşayan hayvan gibi geberir. şimdi gizliden gizliye hayvanlaşanlar dışarıda insan kılığına girince ecel geldiğinde boynuzları çıkan murdarlaşan insan kılığındakine bir de bakarlar ki vayy bu bizim daha önce insan sandığımız zevat değil mi derler.. halbu ki o hayvan gibi yaşardı görmeyenler duymayanlar hayretle donakalırmış.. evet yani behey doğa yasasıdır bu unutma.. ben gizliden itim deme eninde sonunda doğa kendini tutamaz taşar seni de alır siler bitirir


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com