Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Zaman mı sizi yönetiyor, siz mi zamanı yönetiyorsunuz?

Sürekli zaman bulamadığınız mı yakınıyorsunuz? Zamanı iyi programlayamadığınız için işleriniz içinden çıkılmaz bir hal mi alıyor? Cevabınız kesin bir evet ise, zamanınızı etkin bir şekilde yönetemiyorsunuz demektir.

Eşsiz bir kaynak olan zamanı nasıl harcayacağımıza kendimiz karar veririz. Tıpkı öteki kaynaklar gibi zaman da çok etkili biçimde değerlendirilebilir veya boşa harcanabilir.

Yazar ve danışman Peter Drucker şu gözlemde bulunuyor: “Zaman en az bulunan kaynaktır. Eğer doğru yönetilmiyorsa, hiçbir şey yönetilmiş sayılmaz.” Zamanın yönetimi konusu neden ihmal ediliyor? Çünkü bütün kaynaklar arasında en az anlaşılan ve en kötü yönetileni zamandır. Aslında burada önemli olan konu ne kadar zamanımız olduğu değil. Sorun elimizdeki süre içerisinde neler yaptığımız ve zamanı ne kadar doğru kullandığımız.

Aslında pek çok zaman tuzağı insanın kendisinden kaynaklanır. Kendinize bazı sorular sorduğunuzda aslında bazı zaman tuzaklarını kendinizin yarattığını göreceksiniz. Zaman tuzaklarından hangilerine siz neden oluyorsunuz? Hangilerini başkaları, dış kaynaklar dış kaynaklar oluşturuyor? Bu dış kaynaklardan hangileri kontrol altına alınabilir, hangilerini ortadan kaldırabilirsiniz? Bu soruların cevap alternatiflerini Martin Scoot zaman Yönetimi isimli kitabında sizlere sunuyor. İşte çalışma yaşamındaki zaman tuzaklardan birkaçı:

• Basit soruları sormaktan çekinmek
• Başkalarına sorumluluk vermemek
• Biliyormuş gibi davranmak
• Birkaç işi birden yapmaya çalışmak
• Boş işleri önlemeyi göz ardı etmek
• Boş işlerin peşinden koşmak, önemsiz işleri önce yapmak
• Dağınık masa (dağıtmamak), düzensiz çalışma ve düzensiz ortam
• Dinlenme saatlerinin düzensizliği
• Dış ortamlara fazla açık olmak
• (Korku yüzünden) Erteleme (yapamama, zevk almama, bilmeme, başaramama)
• Gereğinden fazla kırtasiye ile uğraşmak
• Gündemsiz, programsız toplantılar
• Günlük ayrıntılara boğulmak
• Hayır diyememek
• İşleri ucu ucuna yetecek şekilde planlamak
• İşleri yarım bırakmak
• Kolay ve tanıdık işleri hep son ana saklamak
• Konsantrasyon eksikliği
• Müzik eşliğinde çalışmak
• Telefon görüşmeleri (gereğinden uzun/kişisel/boş yere uzatmak/not almamak)
• Tutamayacağımız sözler vermek
• Unutmak / Ajanda tutmamak

günümüzde bizler ne kadar mesgul olan bi insanlar olmuşuz ki ibadetlere vaktimiz kalmıyor.sabahtan aksama kadar hep işle ugrasıyoruz,aksamleyinde işin yorgunlugunu tv izleyerek geciriyoruz ve böylece günümüzü bitirmiş oluyoruz.şu yasadıgımız hayat ne kadar sıkıcı diyoruz degil mi?ama bi müslümanın hayatı böyle olmamalı.müslüman için bi hayat sabahtan aksama kadar hem dünya için hemde ahiret için verimli olmalıdır ki bu bir mümin kul olabilsin.mesela hayata sabah namazıyla baslanmalı işle degil.sabah namazı bizim rızkımızı artıran bi namaz,iki melegin bizlere sahit oldugu bi namaz...her ezan okundugunda gök seması acılır ve oanda yapılan dualar kabul olunur.duanın red edilmeyecegi zaman vardır oda cuma selasıyla hocanın hutbeyi bitirdigi ana kadar duaya devam edilirse duanın redolunmayacagı söylenmiştir.
her zaman önce namaz yani ibadet sonra iş olmalı felsefemizde...(fi emanillah)


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com