Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

TEMBELLİK HAYATIN İSRAFIDIR

Tembelliğin ne olduğunu ve insanların başına nasıl çoraplar ördüğünü düşündünüz mü? Bu soru çok mu çocukça?

Hemen herkes tembelliğin kötü olduğunu bilir ve kimse tembel olmayı kabullenmek istemez. Ama acaba kaç kişi gerçekten tembel olup olmadığını araştırmıştır?

Tembellik ya zihinsel, ya bedensel ya da her ikisi birden yaşanır. İnsanların büyük bir kısmı zihinlerini, önemli bir kısmı bedenlerini ve yine çok önemli bir kısmı hem bedenlerini hem de zihinlerini çalıştırmazlar.

Dinlenmek kastıyla uzun uzun oturmak, televizyon seyretmek, müzik dinlemek, dedikodu yapmak kontrolsüz hayal kurmak gibi işlerle meşgul olan insan bunları yaptığı anda tembellik tuzağına düşmüştür.

Oysa hayat duraksamadan devam eden “hareketlilik ve aktiflik” prensibi üzerine kuruludur. Atomlardan galaksilere kadar;mikroplardan balinalara kadar fıtrata itaat eden bütün mahlukat amansız bir hareketlilik furyasında çırpınır.



Bakınız tembel ve durağan insanların başlarına neler açılıyor: Bedensel tembellik içerisinde olan insanın vücudunda zehirli birikimler oluşur. Koşuşturmayan insanın vücudundan zehirli maddeler atılamaz. Dokular yağ bağlamaya ve kilitlenmeye başlar. Hücrelere oksijen ve besin dağılımı iyi yapılamayınca vücut hızla yaşlanmaya başlar. Bunu fiziki güç kaybı, kas zayıflığı, yorgunluk takip eder. Bedensel tembelliğin derecesine göre kireçlenme, zaman içerisinde felç ve daha bir yığın hastalık bedene hücum eder.

Zihinsel tembellik aktif düşünmeme, zihni kontrolsüz olarak harici ve dahili telkinlerin tesirine bırakma durumudur. Zihinsel tembelliğe alışan kişi beyninin sinirsel bağlantılarını aktif bir şekilde kullanmadığı için zeka gerilemeye başlar, hafıza gittikçe zayıflar, hatırlama yavaşlar; tabii ki bütün bunları genel aktivitenin azalması takip eder. Zihinsel tembelliğin prensip olarak yaşın ilerlemesiyle fazla ilgisi yoktur.

Aktif insanlar hayranlık verici başarılar arasında uçuşurlar. Neden bazı insanlar çok ağır fiziksel şartlara ve zihinsel faaliyetlere tahammül ederler de bazıları hemen tükeniverirler? İnsanlar her faaliyetin kapasiteyi arttırdığını göz ardı ediyorlar. Bedenin bir kapasitesi vardır şüphesiz ve çalışan insan bu sınıra hızla ulaşır. Ancak beynin kapasitesinin sınırı kolay kolay ulaşılamayacak kadar geniştir.

Allah’ın hikmetine bakınız ki insan kalbini yorulmayan (laktik asit üretmeyen) kaslardan yaratmıştır. İnsanın yorulmayan bir diğer uzvu da beynidir. Yeterli oksijen, glikoz ve enzimler sağlandığı sürece beyin hiç durmadan sürekli çalışır. Bazıları beynin dinlenmesi için bütün işleri bırakıp dinlenmeyi-yani tembelliği tavsiye ederler. Halbuki böyle yapmak tam tersine beyni tembelleştirir. Bizim zihin yorgunluğu dediğimiz şey beyni çalıştırırken fiziksel şartları ihmal etmemizden ya da psikolojik gerginliğin fizyolojiyi etkilemesinden doğan “durumdan” başka bir şey değildir. Uyku anında dinlendiğini sandığımız beynin uyanıkken ki hali kadar yoğun çalıştığını ortaya çıkaran son tespitler de bu gerçeği vurgular. Çok karmaşık bir mekanizmayı küçük bir köşede genel ifadelerle açıklamaya çalıştığım için sevgili okuyuculardan anlayış beklerim.

Abdülkadir Geylani(ks) hazretlerinin çalışmamanın sonucunu görerek “Canınız sıkıldığı zaman çalışınız.” Dediğini bilirsiniz. Sevgili Peygamberimiz(asm) hiç bir şey yapmadan oturan bir zatın yanından geçerken selam vermiyor. Ancak geriye dönüşünde aynı kişiyi bir çalı parçasıyla meşgul halde gördüğünde bu defa selam veriyor.

Lüzumsuz dahi olsa insanların hem bedenen hem de zihnen sürekli çalışmaları gerekir. Kaldı ki “Lüzumlu işler çoktur.” Ne çok zamanımız boşa akıp gidiyor! Ne çok müsrifiz!

Bazılarına terakki yeri olan dünyada bize de terakki kapıları açıktır. Biz ise başkalarını suçlayarak kendimizi temize çıkarıyoruz.

hocamın ellerine sağlık.... ne kadar güzel yazmış...

ALLAH ZÜLCELALÜ razı olsun cok güzel konU RABBİM ilminizi arttırsın selam ve dua ile.

yazanın ellerine sağlık cok guzel olmuş.... çok çok teşekkürlerbizim okumamızı sağladıkları için dee....

Yazıda Müzik dinlemek yazılmış Müzik dinlemenin nesi tembellik açıklarmısnız o zaman iş dışında yaptığımız herşey tembellikmi oluyor bunlar hobidir,müzik dinlemek kitap okumak, gibi

müzik dinlemek hobi olabilir ama hiçbirşey yapmadan sadece müziğe odaklanmak tembellik değil de nedir??? saatlerce dinleyenler için tabi.ayrıca iş dışında yapılan herşey tembellik olmuyor...bu konu çok güzeldi Allah(c.c) razı olsun emeği geçen herkesten.

Rekreasyon ne ola ki?Boş zaman değerlendirmesi ,hastalık üretip ilaç imal ederek insanlardan asalakça geçinme yolu gibimi acaba???
Tenperverlik!Ah seni bir tutsam gayrete gelip adamakıllı pataklasam bi daha semti yare damlamasan...
Gayet istirahatlerin rehavet getirileri,oldukça dinlenişlerin gaflet yudumlatışları ve bil umum buna benzeş avaneler!!!
İstifam yakın olsun tembellikten,cennet primlerini yatırmayan vergi kaçıran ehli keyf enaniyetimden,malayaniden...
En söylenmedik latif iltifatların hakiki muhatabı olmanız mümkündür inşeallah...
Eskişehirden bir selam size siz bizi ağırladınız rabbimde sizleri sırlarınızla ağırlasın...
Ahmed kardeşi olma tahayüllerindeki ahmed...hizmet nimettir...vesselam...ahlaki hamidenin gülleri sinenizde açsın,hiiç solmayacağızz andı ile inşeallah...

UZUNCA BİR SÜREDİR HER İKİ TEMBELLEĞİN PENÇESİNDEYİM.KURTULAMIYORUM..
NASIL KURTULABİLECEĞİMİZ HAKKINDA YAZILARINIZI BEKLİYORUM...


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com