Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Müslümanların Başarı ve Beka Şartları

Dünyadaki tüm Müslümanlar için başarı şartlarından girerek ülkemizin durumunu özetleyen güzel bir yazı. Düşünce yazıları ile ses getiren Ali ÜNAL'dan.
 
Okuyanların perspektifi genişleyecek.
 
 
Müslümanların başarı ve beka şartları
 
Âl-i İmran Sûresi 101-105’inci âyetlerde şöyle buyurulur:“Ne diye küfre sapacaksınız ki, önünüzde Allah’ın âyetleri okunup duruyor ve aranızda da O’nun Rasûlü var. Kim, Allah’a gönülden sımsıkı bağlanırsa, hiç şüphesiz doğru bir yola iletilmiş demektir.
 

Ey iman edenler! O’na karşı gelmekten ne ölçüde sakınmak gerekiyorsa, o ölçüde Allah’a karşı gelmekten sakının ve ancak (O’na gönülden teslim olmuş) Müslümanlar olarak can vermeye bakın. Hep birlikte Allah’ın İpi’ne sımsıkı sarılın ve katiyen ayrılığa düşmeyin. Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın ki, siz bölük pörçük birbirinize düşman idiniz; derken Allah kalblerinizi birleştirdi de, O’nun nimeti sayesinde kardeş oluverdiniz. Bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz, fakat Allah, sizi oraya düşmekten kurtardı. Allah, âyetlerini size böylece açıklıyor ki, (her hususta) doğruya ulaşıp, onda sâbit-kadem olasınız. İçinizde, (insanları devamlı) hayra çağıran ve usûlünce ma’rufu teşvik edip yayan, münkerin önünü almaya çalışan bir cemaat bulunsun. Onlardır gerçek mazhariyet sahipleri ve gerçek kurtuluşa erenler. Kendilerine apaçık hidayet delilleri geldikten sonra grup grup olanlar ve farklı farklı yollar tutanlar gibi olmayın. Onların payına düşen, pek büyük bir azaptır.”
 
Âyetler, “kurşundan bir bina” halinde bulunan, bulunması gereken İslâm toplumuna dünyada ve Ahiret’te gerçek mazhariyet ve muvaffakiyetin anahtarlarını takdim buyurmaktadır. Bunlar, maddeler halinde kısaca şöyle özetlenebilir:
 
- İslâm toplumunun birliğinin, bekasının ve kişilerin İslâm üzerinde sapmadan yürüyüşünün en önemli anahtarlarından biri olarak Müslümanlar, Allah’ın güzel gördüğünü güzel, çirkin gördüğünü çirkin görmeli, Kur’an ve Sünnet’in ve bu iki asıldan nebean eden düsturların dışında başka bir kaynağa yönelmemeli, başka bir kaynağı ölçü olarak kabûlden sakınmalı, başkalarını yanlış inançlarında tasdik ve taklitten kaçınmalıdırlar.
 
- Allah’ın Rasûlü’nün Sünneti, üzerinde Müslümanların bir araya gelip, tam bir ittifak oluşturmaları gereken yoldur.
 
- Allah Rasûlü’nün Sünneti’ne ittiba, kişiyi Allah’a sımsıkı tutunmaya götürür. Sünnete ittibaın ve Allah’a bağlılıktan ayrılmamanın garantisi, a’zamî takvâdır.
 
- Müslüman, Sünnet’e ittiba, bu yolla Allah’a sımsıkı sarılma ve a’zamî takvâ ile, Müslüman olarak can verme hedefinde Allah’a O’nun reddetmeyeceği bir dilekçe uzatmış olur.
 
- Sünnete ittiba, Kur’an’a ve bu iki temel esasa dayanan İslâm Dini’ne ittibaın da yoludur. Sünnet, en geniş manâsıyla, Allah Rasûlü’nün fert ve toplum hayatının her bölümünde İslâm’ı uygulama yol, yöntem ve düsturlarının bütünüdür.
 
- Allah’ın nimetlerini sürekli hatırlama ve dolayısıyla sürekli şükür, kişiyi imandan sonra küfre düşmekten alıkoyar. Bu şekilde insan, bütün hayatı boyunca herhangi bir konuda yanlışa sapmaktan korunur.
 
- Ma’rufu emredip münkerden nehyetmek, Allah’ın ve Rasûlü’nün emir buyurduğu, Kur’an ve Sünnet temelinde oluşan gelenek ve dünya görüşünün ise güzel kabûl ettiği düsturları şartlarına riayetle insanlara sürekli hatırlatmak, toplum içinde onları yayıp hakim hale getirmek ve kötülüklerin yayılmasına mani olmak demektir. Bu önemli vazife, usulüne uygun olarak her fert tarafından salâhiyetli olduğu sahada derece derece yapılabileceği ve belki de yapılması gerektiği gibi, bu maksatla toplum içinde, bir rehberin önderliğinde bir grup bulunmalı, gerekirse bir müessese veya müesseseler oluşturulmalıdır. Bu işi, sadece Allah rızası için ve usulü dairesinde yapanlar, birinci derecede kurtuluşa eren insanlardır.
 
- Apaçık gerçekleri gördükten ve tecrübe ettikten sonra insanın sapmasının en büyük sebebi, nefse uymaktır. Nefse uyma, insanları birbirlerine karşı bağye, haksız tecavüze iter. Bu da, toplumda farklı menfaat gruplarının oluşmasına yol açar ve neticede, kendinde hiçbir çelişki ve ihtilâf olmayan Din’de de ihtilâflar baş gösterir. Bu ise, fert ve toplum hayatı adına artık ölüm hastalığı demektir.
 
- Başka günahlar gibi, tefrika ve ihtilâfı önlemenin de en önemli yolu, Ahiret inancıdır.
 
kaynak: zaman


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com