Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Beden dilin değil, sen doğru ol!

Hepimizin ağzına pelesenk olan, popüler kültürümüzü esir alan şu “Beden Dili” şamatası sıkmadı mı artık?

Hele o “beden dilini etkili kullanma sanatı” üzerine atıp tutmalar, tavsiyeler, kitaplar, kurslar yok mu! İtiraf ediyorum, bunları işitmek bile artık ruhumda bulantı hissi uyandırıyor.

Beden dili, kaş göz dili, kılık kıyafet dili, dilin dili...

Tamam, hepsinin söze olmayan iletişimde ayrı bir yeri ve değeri var. Ama hiç kandırmayalım kendimizi! Bu konular anlamak ve anlatmak için gündeme gelmiyor ki!..



Bunların hepsi karşımızdakini etkilemek ve “malı götürmek” üzerine kurulu taktik ve stratejiler olarak getirilip önümüze konuluyor.

İnsanlara “aman beden diline dikkat et” deniyor ama sanki asıl kastedilen şu: “sen sus, yalanlar konuşsun, imajın alıp yürüsün!”



***

Erkek arkadaşıyla ilk kez yemeğe çıkacak genç kıza ablası “sıkma canını, beden diline dikkat et yeter!” diyor.

Yönetim kurulu toplantısına katılmak üzere evden çıkan üst düzey yönetici kocasını kapıda durduran karısı “hayatım, aman beden diline dikkat et, yanlış mesaj verme” diye uyarıyor.

Yeni mezun genç, iş görüşmesine gitmeden önce arkadaşlarına yakınıyor: “Biraz beden dilim üzerinde çalışmam lazımdı, yanlış anlaşılırsam hiç şaşırmam.”

Birbirinden çok farklı insanlar “doğru beden dili” diye bir şeye inanıyor ve bununla birçok sorunu halledeceklerini düşünüyorlar.

Doğru beden dili!..

Nedir bu?

Bir tür oyunculuk (acting) mu?

“Doğru oyna, kazan” mı denmek isteniyor?

Galiba öyle!


***

Hayatı, birbirimizi seyredip alkışladığımız veya yuhaladığımız bir sahne olarak ele alıp değerlendiren modern kültürde gerçek kişiliğin,

gerçek karakterin yeri ikincil bir değere sahip.

Varsa yoksa, hangi role büründüğün, nasıl göründüğün, yani “artiz” lik!

Oysa insanlığın binlerce yıllık bilgelik geleneğinden damıtılmış “ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” öğüdü vardır ve çok açıktır.

Bir “performans sanatı” ndan söz etmez bu öğüt.

İster dilinle, ister beden dilinle “oynamanı” değil, “ol” manı ister!

O zaman zaten dili de, eli de, işi de doğru olur insanın.


***

Tabii “beden dili” konusunda kopartılan yaygara ve modaların daha dipte yatan toplumsal nedenleri de var.

Günümüz insanı hem bedenini önemsiyor ve sevmeye çalışıyor hem de onun kontrolu güç, ele avuca sığmaz yanından çekiniyor.

“Beden dili teknikleri” denen şey biraz da bu rahatsızlıktan kaynaklanan; davranış ve duruşlara bir alfabe kazandırarak bedeni kontrol altına alma çabası olarak değerlendirilmeli.

Ama o da yetmiyor günümüz insanına ve “bir politikacı TV’den gözlerimizin ta içine bakarak konuşuyorsa, onun samimiyetine delildir” gibi safdilliklere kapılması sağlanıyor.

Oysa gerçek başka!

Gerçek bu kadar düz, bu kadar basit değil.

Beden elbette anlatıyor. Sözlerimiz kadar davranış ve duruşlarımız da çok şey anlatıyor.

Ancak her seferinde kişiye, çağa, kültüre özel farklılıklar gösteriyor bunlar.

Mesela hafifçe öne doğru eğilmiş, sırtı kambur, boynu bükük duruş, 17. yüzyıl Hıristiyan dünyasında azizlere özgü bir duruş sayılıyordu. Çünkü bedenleri, derin hikmetler ve acıların ağırlığıyla eğilmişti.

Bugün ise ucuz bir “beden dili” kitabına göre “çekingen, güvensiz” kişidir böyle duran biri. Ama sokakta karşılaştığınızda ilk aklınıza gelen “saygılı biri” olduğudur.

Hatta öyle hafifçe kambur ve boynu bükük duran kişi güzel bir fotomodelse eğer, duruşunda çok etkileyici bir “sevilme” çağrısı bile bulabilirsiniz...


***

AYNA
Bir insanın bildiğini sandığı şeyi öğrenmesi imkansızdır.

Biz doğru değilsek zaten bedenin de doğru olmaz ki

Yenice beden dili hakkında bi kitap okudum.

Burada güzel bi yöne dikkat çekilmiş. Hakikaten öz, umde gene de insanın kendisinin doğru olması. Hz. Mevlananın sözü bu konuyu çok güzel özetliyor. 'Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!' Beden dilini iyi kullanmak lazım ama, insanın içinin doğruluğu daha mühim ve evleviyetli.

Korkma düşmanından ateş olsa yandırmaz seni!
Müstekiym ol Hz Allah utandırmaz seni...


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com