Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Ekonomik kriz ruh sağlığını tehdit ediyor

Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Uzman Dr. Halis Ulaş, dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin, ruh sağlığını tehdit ettiğini belirterek, “İşini kaybedenlerde, çalışan bireylere göre 2 kat daha fazla depresyon gözlenmektedir” dedi.


Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Uzman Dr. Halis Ulaş, ekonomik krizin, hem işverenlerde hem çalışanlarda hem de işsizlerde ruhsal problemlere yol açabileceğini söyledi.

1980 sonrasında dünya genelinde birçok ülkede ekonomik krizler yaşandığını anımsatan Ulaş, 1992-1993’de Avrupa Para krizi, 1994-1995’te Latin Amerika krizi, 1997-1998’de Güney Doğu Asya krizi, 1998’de Rusya krizi, 1999’da Brezilya ve 2002’de Arjantin krizleri olduğunu, Türkiye’de de özellikle 1980, 1994, 2001 ve 2004 ekonomik krizlerinin ülke ekonomisini ve özellikle sosyo-ekonomik düzeyi düşük kesimleri olumsuz etkilediğini bildirdi.

Ulaş, Güney Doğu Asya krizinin ardından Kore, Tayvan ve Endonezya’da, Türkiye’de de 2001 krizi sonrasında işsizlik ve yoksulluk oranlarında artış saptandığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Dünya Bankasının 2003 yılı raporlarına göre Türkiye’de 2000’in 3. çeyreğinde işsizlik oranı yüzde 5.63 iken, 2002’nin 1. çeyreğinde bu oran yüzde 11.76’ya yükselmiştir. İşsizliğin artışına paralel olarak 2001 krizi sonrasında kişi başına düşen gelir de önemli ölçüde azalmıştır. 2000’de kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) 3 bin 95 ABD doları iken, 2001’de 2 bin 261 ABD dolarına gerilemiştir.”

KRİZİN TOPLUM SAĞLIĞINA ETKİSİ

Bugüne kadar gerçekleştirilen bazı araştırmaların, işsizlik ve yoksulluğun fiziksel hastalıklar, bedensel yakınmalar, stres bozuklukları, depresyon, umutsuzluk, içe kapanma, öz saygı yitimi, bunaltı bozuklukları ve davranış bozuklukları gibi ruh sağlığı sorunlarına yol açtığını anlatan Halis Ulaş, 1987-1996 yılları arasında işsizlik ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi araştıran 16 çalışmanın 14’ünde, işsizliğin psikolojik iyilik halini olumsuz etkilediğinin saptandığını söyledi. Ulaş, şunları söyledi:
“İşini kaybedenlerde, çalışan bireylere göre 2 kat daha fazla depresyon gözlenmektedir. Kayıt dışı çalışmanın, ruh sağlığı üzerine etkisi ile ilişkili yeterli çalışma bulunmamaktadır. Oysa işsizlik artışı kayıt dışı çalışma oranlarını artırmaktadır. Kayıt dışı çalışmanın ruh sağlığı üzerine etkisini inceleyen bir araştırmada, güvenceli çalışanlar, kayıt dışı çalışanlar ve işsizler sık ruhsal bozukluklar açısından değerlendirilmişler. Hem kayıt dışı çalışan işçilerde hem de işsizlerde sık ruhsal bozukluk oranı güvenceli çalışan işçilere göre 2 kat daha fazla saptanmıştır. Yani ruh sağlığı sorunlarına sadece işsizlik değil güvencesiz çalışma da neden olabilmektedir.”

İŞSİZLİK VE İNTİHAR

Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Uzman Dr. Halis Ulaş, intiharlarla ilişkili sosyal faktörler arasında işsizlik ve sosyo-ekonomik düzeyin önemli bir yer tuttuğunu bildirdi.

İşsizlik ve intihar arasındaki nedensel ilişkiyi araştıran bir çalışmada, “İşsiz olan bireylerin çalışanlara göre intihara bağlı ölümlerinin 2-3 kat arttığının” tespit edildiğini ifade eden Ulaş, şöyle devam etti:

“İntiharın ekonomik krizle ilişkisinin ele alındığı bir araştırmaya göre, 1997 Güney Doğu Asya krizi sonrasında Kore’de intihar oranları yüzde 63 oranında artmıştır. Aynı çalışmada, intihar oranlarının sosyo-ekonomik düzeyi düşük insanlarda daha fazla görüldüğü belirtilmektedir. Benzer şekilde kriz sonrası intihar oranları 1999’da Tayvan tarihindeki en yüksek orana ulaşmıştır. Ülkemizde yapılan çalışmada da diğer ülkelerdeki araştırma sonuçlarına uygunluk gösteren, düşük sosyo-ekonomik düzeyli kesimlerde intiharların daha sık görüldüğünü destekleyen bulgular elde edilmiştir. Farklı bir çalışmada ise hastaların sağlık güvencelerinin olmaması ile intihar arasında bir ilişki saptanmıştır.”

YOKSULLUK VE ŞİZOFRENİ

Ulaş, ruhsal sorunlara sahip olmanın, işsizlik ve yoksullukla ilişkili olduğunu vurgulayarak, “Dünya Sağlık Örgütü 2001 verilerine göre Etiyopya, Finlandiya, Almanya, Hollanda, ABD ve Zimbabwe’de gelir düzeyi düşük olan bireylerde yüksek gelir düzeyine sahip olanlara göre 1.5-2 kat daha fazla depresyon gözlenmektedir” diye konuştu.

Yapılan çalışmalara göre, ABD’de 16-54 yaş arasındaki 6 milyon işçinin ruh sağlığı sorunlarına bağlı olarak ya işini kaybettiğini ya iş arayamayacak durumda olduğunu bildiren Halis Ulaş, “İngiltere’de son 20 yıl içinde şizofreni hastalarında istihdam oranları yüzde 10-20 arasında değişmektedir” dedi.

AA
24 Aralık 2008

bende kapalıyım diye iş bulamıyorum etrafımda tanıdığım çoğu kişi iş bulmak için açıldı ama ben açılkmak için kapanmadım dinimi para için satmam belki para kazanmıyorum ama dualarıma cevap verecek büyük allah'ım var ne yapalım kısmet değil iş bulmak zaten kaldığım il küçük herkes yakınını alıyor yani nefsi nefs bunlar yüzünden bile bulanıma girmiştim haksızlıkara karşı danayacak gücüm kalmamıştı ama ben allaha havale ediyorum rabbimin adeleti büyük

Ekonomik krizin en kötü sosyal etkisi insanların ruh sağlığını bozmasıdır zaten.İşsizlik ve enflasyon ortamında çalışan bir kişinin işsiz kalması çok kötü bir durum ve bu durumu her insan kaldıramaz nitekim intihar vakalarından bunu anlıyoruz.Bu insanlar hem kendilerini mutsuz ettikleri gibi hemde ailesinide mutsuz ediyor ve huzursuzluk tüm topluma yayılmaya başlıyor.sonuçtada tabi sosyal patlamalar cinayet vakaları,ahlaki yozlaşma,içki,kumar,uyuşturucu,.. vs


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com